SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HUMUS

<< 1297 >>

17- GANiMETİN BEŞTE BİRİ (ÜZERİNDEKİ TASARRUF YETKİSİ) DEVLET BAŞKANINA AİTTİR; YAKINLARINDAN BİR KISMINA PAY VERİRKEN BAZILARINA VERMEYEBİLİR

 

قال عمر بن عبد العزيز: لم يعمهم بذلك، ولم يخص قريبا دون من هو أحوج إليه، وإن كان الذي أعطى لما يشكو إليه من الحاجة، ولما مسهم في جنبه، من قومهم وحلفائهم.

Bunu gösteren deliller arasında şunları zikretmek mümkündür:

Resulullah s.a.v., Muttalib oğulları ile Haşim oğullarına Hayber'de ele geçirilen ganimetterin beşte birinden pay vermiştir. Ömer İbn Abdülaziz bu uygulama ile ilgili olarak: "Resul-i Ekrem s.a.v. bu paylaştırma sırasında Kureyş'in tamamına mal vermemiştir. Ayrıca daha fazla ihtiyaç sahibi dururken yakınlarına tahsisatta bulunmamıştır. Kendilerine bu mallardan verilen kimseler de ihtiyaçlarını arzedip talepte bulunan kimseler değildi. (Kendilerinin de ihtiyaç sahibi olduklarını söyleyerek yardım istemezlerdi) Kendi kavimleri ile onların müttefiklerinin ihtiyaçları kendini gösterince İmam nasıl davranır .

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: حدثنا الليث، عن عقيل عن ابن شهاب، عن ابن المسيب، عن جبير بن مطعم قال:

 مشيت أنا وعثمان بن عفان إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقلنا: يا رسول الله، أعطيت بني المطلب وتركتنا، ونحن وهم منك بمنزلة واحدة؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إنما بنو المطلب وبنو هاشم شيء واحد).قال الليث: حدثني يونس، وزاد: قال جبير: ولم يقسم النبي صلى الله عليه وسلم لبني عبد شمس ولا لبني نوفل. وقال ابن إسحاق: عبد شمس وهاشم والمطلب إخوة لأم، وأمهم عاتكة بنت مرة، وكان نوفل أخاهم لأبيهم.

 

[-3140-] Cübeyr İbn Mut'im r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Ben Osman İbn Affan ile birlikte Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın yanına gittim. O'na (s.a.v.): "Ey Allah'ın Resulü, Muttalib oğullarına verdin fakat bizi bıraktın. Halbuki sana göre bizimle onların konumu aynıdır!" dedik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "Muttalib oğulları ile Haşim oğulları aynı kategoridedir / aralarında herhangi bir fark yoktur" buyurdu.

 

Leys dedi ki: "Yunus buna ek olarak şu bilgiyi nakletti: Cübeyr dedi ki: "Resulullah (s.a.v.), Abdüşşems oğulları ile Nevfel oğullarına hiçbir pay vermedi.''

 

İbn İshak şöyle demiştir: "Abdüşşems, Haşim ve Muttalib aynı anadan doğmuşlardır. Anaları Atike binti Mürre'dir. Nevfel ise bunlarla baba bir kardeştir."

 

Tekrar: 3502, 4229

 

 

AÇIKLAMA:     Bu rivayet İmam Şafii ve onunla aynı görüşte olanlar için bir delil teşkil eder.

 

Zira onlara göre ganimetin beşte biri üzerinde hak sahibi olan akrabalar (zevi'l-kurba) sadece Haşim oğulları ile Muttalib oğullarıdır; Resulullah'ın (s.a.v.) Kureyş kabilesinden olan diğer akrabaları bu kapsama girmez. Ömer İbn Abdülaziz'in burada hak sahibi olanlar sadece Haşim oğulları'dır dediği naklediImiştir. Zeyd İbn Erkam ile Kufe'li bazı alimler de bu görüştedir. Bu rivayet Muttaliboğulları'nın da Haşimoğulları ile aynı kategoriye sokulacağını göstermektedir.

 

Ganimetin beşte biri üzerinde hak sahibi olan akrabaların Kureyş'lilerin tamamı olduğu da söylenmiştir. Ancak bu görüş sahiplerine göre Resulullah (s.a.v.) bunlardan sadece uygun gördüklerine pay verir. El-Esbağ da bu görüşü savunanlardan birisidir. Ancak burada nakledilen rivayet ona karşı bir delildir.

 

Özetle söylemek gerekirse, ganimetle ilgili ayet Resulullah'ın sallallahu aıeYhi ve sellem yakınlarının beşte birlik pay üzerinde hak sahibi olduğu noktasında bir nasstır. Abdüşşems oğulları'nın akrabalar kapsamında olduğu kesindir. Çünkü bunlar ana - baba bir kardeştir. Nevfel oğulları da ana tarafından yakınlık dikkate alınmazsa yine akrabalar kategorisine girer. Şafiiler bunların ayette kendilerine tahsisatta bulunulması emredilen akrabalar kapsamından niçin çıkarıldığı konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir:

 

1. Gerekçenin yardım ve destekle birlikte akrabalık olduğu söylenmiştir.

 

Zaten bu yüzden Haşimoğulları ile Muttaliboğulları ganimetten yardım aldıkları halde Abdüşşemsoğulları ile Nevfel oğulları bu gerekçelerden biri (yardım ve destek) bulunmadığı için yardım alamamışlardır.

 

2. Şafiilerin çoğunluğuna göre Resulullah'ın (s.a.v.) yakınlarının tamamı ganimeti n beşte biri üzerindeki paylarını alırlar. Halbuki ayette söz konusu edilen yetimler kategorisi bundan farklıdır; yetimlerin sadece fakir olanları bu beşte birlik paydan yardım alırlar. İmam Şafil ile Ahmed İbn Hanbel'in yetimler hakkındaki görüşü budur. İmam Malik yetimler arasında yoksul veya zengin ayırımı yapılmayacağı görüşündedir. Ebu Hanife ise her iki grubun da (akrabalar ve yetimler) yoksulolanlarına yardım yapılacağını söylemiştir. İmam Şafil'nin bu konudaki delili şudur: "Resulullah'ın (s.a.v.) akrabaları zekattan kesinlikle payalamazlar. Bu yüzden akrabaların tamamı ganimetin beşte birinden payalır. Böylece onlara Hz. Nebi'e (s.a.v.) yakınlıkları dolayısıyla ikramda bulunulmuş olur. Halbuki yetimlerin durumu daha farklıdır. Çünkü bunlara yardım edilmesi ihtiyaçlarının giderilmesi içindir."